Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sincan’da meydana toplanan partililere “Şimdiden 2023 seçimleri için çalışmaya başlamanızı istiyorum” diye seslenmesi, gündemin değişmesine sebep oldu.
Bu önemli açıklamaları Hürriyet gazetesi yazarları Abdulkadir Selvi ve Hande Fırat, köşelerinde kaleme aldı.
“DAHA ÖNCE HİÇ BÖYLE BİR ŞEY YAPMAMIŞTI”
Selvi, Erdoğan’ın seçim açıklamalarını değerlendirip “Cumhurbaşkanı 2023 seçimlerini Türkiye için bir kırılma noktası olarak görüyor. Daha önce hiç yapmadığı şekilde bir seçimin startını 2 yıl öncesinden verdi” derken, Hande Fırat ise, AK Partili kaynaklarından aldığı bilgileri anlattı.
“YENİ İTTİFAK” İDDİALARINA CEVAP
Fırat, “Erdoğan MHP ile olan ittifakını bozacak. İYİ Parti ile yola devam edecek, AK Parti yeniden HDP’ye yöneldi” tarzı iddiaları değerlendirirken, “Erdoğan’ın “cumhur ittifakını bozmak” ya da “MHP’den ayrılmak” gibi de bugün itibarıyla bir niyeti yok. Aksine yola MHP ile cumhur ittifakı içinde devam etmekten yana. İddialardan biri de MHP’nin yerini İYİ Parti’nin alacağı yönünde. AK Parti’nin çeşitli kademelerinde, az sayıda siyasetçi tarafından bu ihtimal gündeme getirilse de böyle bir olasılık da şimdilik söz konusu değil. Ancak İYİ Parti, millet ittifakından özellikle HDP rahatsızlığı nedeniyle ayrılarak cumhur ittifakına geçmek isterse, karar için o zaman gözler Erdoğan ve Bahçeli görüşmesine dönecektir. Cumhur ittifakı ortak bir karar alacaktır. İYİ Parti içinde az sayıda da olsa bu ihtimali olasılık olarak masaya yatıranlar var. AK Parti’nin yeniden HDP’ye yönelebileceği, terör örgütüne mesaj gönderdiği, hatta Öcalan ile üst düzey görüşmelerin yeniden başladığı iddialarına gelince… Kaynaklarım bu iddiaların doğru olmadığını söylerken, kasıtlı olarak gündeme sürüldüğünü söylediler. Kaynaklarıma göre, ‘Bu yalan iddialarla amaç AK Parti ile MHP’nin arasını bozmak…'” ifadelerini kullandı.
ABDULKADİR SELVİ:
“Belki de o psikolojiyle izlediğim için Erdoğan’ın il başkanları toplantısında ısrarla seçim de seçim demesi daha çok dikkat etmeme neden oldu. Erdoğan’ın il başkanlarına 2023 seçimlerine dönük olarak çalışmaları yönünde talimat vermesini anlıyorum. Ama sanki seçim kararı alınmış da önümüzdeki ay sandık başına gidecekmişiz gibi bir hava vermesi antenleri açmama neden oldu. Erdoğan seçim olmadan seçime hazırlanıyor, 19 yıldır girdiği her seçimi kazanmasının sırrı burada, diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama Bahçeli seçimler zamanında yapılacak derken, Erdoğan 2023’ü hedef gösterirken, 2023 seçimlerine de daha iki yıl varken bu kadar abanması dikkatimi çekti.
ERDOĞAN SEÇİM STARTINI VERDİ
İster 2023’te olsun ister ondan önceki bir tarihte. Seçim tarihi ne olur bilmem ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim startını verdi. “2023’e eğer kararlı bir şekilde hazırlanacaksak, bizim için şurada son iki durak var, çok önemli. Bu 2021’dir, 2022’dir. 2023 tamamen seçim yılıdır” dedi.
ÖNEMLİ VİRAJ
Ama ondan önce bir cümlesi vardı, “2023 virajını kazasız belasız dönmemiz gerekiyor” dedi. 2023 seçimlerini Türkiye açısından bir kırılma noktası olarak gördüğünü söyledi.
Erdoğan şimdiye kadar birçok seçim kampanyası başlattı ama ilk kez 2 yıl önceden seçim çalışmalarına başlıyor. Bu da 2023’ün ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Önceden seçimler için aslanın ağzında diyorduk, galiba 2023 seçimleri için aslanın midesinde diyeceğiz. O denli önemli ama bir o kadar da zor bir seçim olacak.
SEÇİM PLANLAMASI
AK Parti kongresinden sonra Erdoğan, “Artık masada değil sahada olacağız” demişti. Dün de, “Hepimiz arazide olacağız” diye konuştu. Sanki seçim ve koordinasyon merkezinde bilgisayarın başına oturmuş, seçim çalışmalarını planlıyor gibi bir havada konuştu. “Meclis ara veriyor. Meclis’in ara vermesiyle birlikte hepimiz arazide olacağız, meydanlarda olacağız. Şunu özellikle hatırlatacağım, arazide yapacağımız çalışmaların raporlarını Genel Merkez’e kesinlikle raporlayacağız. Grup başkanvekilliğine raporlayacağız. Hangi arkadaşımız ne kadar çalışma yaptı, nasıl çalışma yaptı, hangi ilimizin durumu nedir, ne değildir, bunları sizden alacağız. Yoksa bir turistik seyahat olarak illerimize gideceksek nafile” dedi. Erdoğan sahada olacağız, çalışacağız der ama turistik seyahat olarak illerimize gideceksek nafile demezdi. Demek ki o da bir şeyleri görüyor. 2023 seçimlerinin ne kadar hayati bir hale geldiğini anlatmaya çalışıyor.”
HANDE FIRAT:
“2023 Seçimleri çok önemli hale gelmiştir.” Ankara kulislerinde ekonomiden dış politikaya, terörle mücadeleye kadar birçok başlık konuşulurken sohbetlerde söylenen bu cümle dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açık açık dile getirildi. Siyasette 24 saat uzun bir süredir, seçim tarihi de dahil tabii ki her şey değişebilir. Ancak bugün itibarıyla 2023’te yani yaklaşık iki yıl sonra yapılacak seçimler siyasetin neredeyse ana gündemini oluşturuyor. Erkene aldırmak isteyeni de var, blöf yapanı da, zamanında olacak diyeni de… Mesele peş peşe sandığa gitmekten yorulmuş bir ülkede, henüz iki yıl varken, politika üretmek yerine seçimin neden gündemde tutulduğunda… Nedenlerini Ankara kulislerinde konuşulanlarla, açıklamalarla değerlendirmeye çalışacağız.
ERDOĞAN’IN SÖZLERİNİN ŞİFRELERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmanın seçimlerle ilgili bölümü ile başlayalım.
Erdoğan: “Dünyanın siyasi, askeri olarak en güçlü ülkeleri arasına girmek için 2023 virajını kazasız belasız dönmemiz gerekiyor. 2023 seçimleri çok önemli hale gelmiştir. Terör örgütlerinden asırlık acılara kadar her konuyu kullananlar seçimler için muhalefete açık çek vermiş gözüküyor. Muhalefetin giderek çirkinleşen, buram buram kin ve nefret kokan üslubu 2023 için telaşlarını da ele veriyor. Seçimlere kadar önümüzde yaklaşık 2 yıllık vakit var.”
Cumhurbaşkanı muhalefet kesiminin aktörlerinin terör örgütlerinden, Avrupa’dan Amerika’ya kadar her yerdeki yeminli Türkiye düşmanlarının desteğine layık olmak için canhıraş bir uğraş içinde olduğunu da iddia ederek, cumhur ittifakına da özel olarak vurgu yaptı.
Ankara kulislerinde konuşulanlarla birlikte, bu açıklamaları değerlendirirsek:
Bugün itibarıyla Erdoğan’ın aklında erken seçim yok. Seçimlerin 2023 yılında yapılmasından yana. “Ekonomideki gidişat zorunlu kılacak” iddiaları karşısında kaynaklarım; “Sürecin zor olduğu biliniyor. Ancak iki yıllık süreç iyi değerlendirilecek. Seçimler zamanında yapılacak” yanıtını veriyor.
Sistemin aksaklıklarının da bu süreçte cumhur ittifakının ortak çalışmasıyla giderilmesi hedefleniyor.
Erdoğan’ın “cumhur ittifakını bozmak” ya da “MHP’den ayrılmak” gibi de bugün itibarıyla bir niyeti yok. Aksine yola MHP ile cumhur ittifakı içinde devam etmekten yana. Peki Ankara kulislerinde konuşulan ya da zaman zaman bazı haberlere yansıyan iddiaların aslı astarı var mı? Ya da bu iddialarla ne amaçlanıyor?
Bu iddialardan biri MHP’nin yerini İYİ Parti’nin alacağı yönünde. AK Parti’nin çeşitli kademelerinde, az sayıda siyasetçi tarafından bu ihtimal gündeme getirilse de böyle bir olasılık da şimdilik söz konusu değil. Ancak İYİ Parti, millet ittifakından özellikle HDP rahatsızlığı nedeniyle ayrılarak cumhur ittifakına geçmek isterse, karar için o zaman gözler Erdoğan ve Bahçeli görüşmesine dönecektir. Cumhur ittifakı ortak bir karar alacaktır. İYİ Parti içinde az sayıda da olsa bu ihtimali olasılık olarak masaya yatıranlar var. O sohbetlerde ise “İYİ Parti’ye oy verenlerin büyük kesiminin Erdoğan karşıtlığı nedeniyle bu tercihte bulunduğu, bu nedenle İYİ Parti iktidara ortak olsa da seçmenin büyük bir kesimini kaybedebileceği” değerlendirmesi yapılıyor. AK Parti’nin yeniden HDP’ye yönelebileceği, terör örgütüne mesaj gönderdiği, hatta Öcalan ile üst düzey görüşmelerin yeniden başladığı iddialarına gelince… Kaynaklarım bu iddiaların doğru olmadığını söylerken, kasıtlı olarak gündeme sürüldüğünü söylediler. Kaynaklarıma göre, “Bu yalan iddialarla amaç AK Parti ile MHP’nin arasını bozmak…”
AK Parti’nin üst düzey isimleri, tüm meselenin Türkiye’nin bekasında kilitlendiğine vurgu yapıyor. Dış politikada atılan adımlar, terör örgütleriyle mücadele, Irak ya da Suriye’de PKK/YPG/PYD terör devletine müsaade etmeme gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti Devleti için beka meselesi. Cumhur ittifakının bu politikalardan taviz vermeyeceğinden hareketle, bazı ülkelerin Türkiye’de iktidar değişikliği planlarını muhalefet üzerinden devreye sokmaya çalıştığı görüşündeler. Bu yüzden de cumhur ittifakının karşısında tıpkı İsrail’in yeni hükümeti gibi çok parçalı bir yapının hazırlandığına dikkat çekiliyor. Muhafazakârları, milliyetçileri, Kürt seçmeni, solcuları kapsayan bir yapı.
O yapı başarıya ulaşır ulaşmaz bilinmez… Ancak orada da işler kolay değil. Özellikle de aday belirleme ve ittifakın kapsamını çizme konularında. Siyaseten bir blöf mü, yoksa gerçekten HDP ittifakta görünür mü olmak isteyecek? Ortak aday belirlenirken, partiler bir isim üzerinde uzlaşabilse bile CHP içinde bir sarsıntıya neden olacak mı? Güçlendirilmiş ya da iyileştirilmiş parlamenter sistem hedefi seçmen karşısında nasıl bir mutabakat ile açıklanacak? Günün sonunda sadece bir hedef olarak mı kalacak?”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.