Sabah gazetesinin köşe yazarı Yüksel Aytuğ, son yazısında, Türk medya dünyasında yıllardır devam eden derin sorunlara dikkat çekerek önemli bir çağrı yaptı. Aytuğ, sektördeki en büyük problemlerin başında gelen gizlilik, güç ilişkileri ve etik dışı uygulamaların artık daha fazla göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Medyanın toplum üzerindeki etkisi düşünüldüğünde, bu tür çürümüşlüklerin ve gizli yapılara ilişkin iddiaların bir an önce açığa çıkması gerektiğini vurgulayan Aytuğ, bilgisi ya da belgesi olan herkesin susmaması gerektiğini söyledi.
Aytuğ’a göre medya sektörü son yıllarda ciddi bir yozlaşma sürecine girdi. Gizli ilişkiler, para aklama, yolsuzluk gibi pek çok etik dışı uygulama her geçen gün büyüyen bir sorun haline geldi. Ancak Aytuğ, bu durumun yalnızca magazin haberleriyle geçiştirilemeyeceğine, gerçeklerin ortaya çıkması gerektiğine vurgu yaptı. Bu bağlamda, sektördeki gerçekleri ortaya çıkarmak için tüm medya çalışanlarının, bilgi sahibi olanların ve belgeleri elinde bulunduran kişilerin artık susmamaları gerektiği ifade edildi.
Özellikle son dönemde Habertürk televizyonunda ortaya çıkan bazı ciddi iddiaların ardından, medya dünyasında çok sayıda kişi, bu skandallara dair ciddi bilgileri ve belgeleri paylaşma gerekliliğini hissetmeye başladı. Aytuğ, bu iddiaları sadece magazin başlıkları olarak görmek yerine, belge ve tanık bilgisi olan herkesin artık susmaması gerektiğini belirtti. Bu çağrı, sektörün içindeki karanlık noktaların aydınlatılması, mesleki ahlakın yeniden tesis edilmesi ve gerçeğin ortaya konması için bir fırsat olarak görülüyor.
Yüksel Aytuğ, aynı zamanda medya dünyasında, uzun yıllardır süregelen gizliliğin, etikten uzaklaşmanın ve güçlü ilişkilerin artık ifşa edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca bu konuda şunları ekledi: “Eğer medya sektörü temizlenmezse, adaletin ve doğruluğun sağlanması mümkün olmayacak. Gerçeklerin ortaya çıkması için daha fazla zaman kaybetmek, ülke çapında büyük bir felakete yol açacaktır.”
Aytuğ’un yazısının en dikkat çeken kısmı, gerçeklerin ve şahitlerin artık gizlenmemesi gerektiği üzerine yapılan çağrıydı. Bu yazı, medyanın nasıl bir etki gücüne sahip olduğunu ve sektörün içinde ne gibi karanlık ilişkilerin olduğunu gözler önüne seriyor. Aytuğ, medya sektörü çalışanlarına ve sektörle bağlantılı herkese susmama ve doğruyu söyleme çağrısı yaparak, medya dünyasında gerçeklerin cesurca açıklanmasının gerekliliğini savundu.
Sonuç olarak, Aytuğ’un yazısının özü, sadece medya çalışanlarının değil, toplumun tüm kesimlerinin bu süreçte üzerlerine düşen sorumluluğu alması gerektiğini belirtiyor. Aytuğ, bu çağrıyı yaparak medyanın gücünü ve sorumluluğunu hatırlatıyor ve gerçeklerin peşinden gitmenin, özgür bir toplum için ne denli önemli olduğunu vurguluyor.
