İşte Dağlı’nın yazısı:
“CHP söz konusu NATO olunca daha geçen yıl, Türk askerinin Afganistan’da görev almasını, öve öve bitiremiyordu. Şimdi ise tıpkı Libya’da olduğu gibi “ne işimiz var Afganistan’da” moduna geçtiler.
Türk askeri 2003’ten bu yana NATO’ya bağlı ISAF bünyesinde Afganistan’da görev yapıyor.
Mehmetçiğin görev süresi her 2 yılda bir TBMM’de çıkarılan tezkere ile uzatılıyor.
Son olarak Aralık 2020’de geldi, tezkere meclise.
CHP milletvekili emekli büyükelçi, Ünal Çeviköz, 23 Aralık 2020’deki TBMM konuşmasında, NATO bünyesindeki göreve övgüler yağdırdı, “bu görev Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yardım programıdır” dedi.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Afganistan’a verdiği önemi anlattı.
“Türkiye Cumhuriyeti ile çeyrek yüzyılı aşkın bir süredir varlık-yokluk savaşı veren Afganistan arasındaki dostluk köprüleri Ulu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk döneminde atılmıştır” dedi.
“Cumhuriyet Halk Partisi, temelleri Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan Türkiye-Afganistan dostluğunun her zaman yanında olmuştur” dedi, “tezkereye destek veriyoruz” diye sözlerini tamamladı.
Aradan 6 ay geçti.
ABD ve NATO Afganistan’dan çekilme kararı aldı.
ABD gitmeden önce, Kabil havalimanını başı boş bırakıp; Ruslara, Çinlilere veya İranlıların inisiyatifine terk etmemek için Türkiye’yle uzlaşı arayışına girdi.
Mesele çok açık. ABD’nin Türkiye’ye işi düştü.
Bu iş, Türkiye için tarihi bir fırsat.
ABD’nin bekçiliğini, jandarmalığını yapmak asla değil.
Aksine Orta Asya’nın en önemli kapısı olan Afganistan’da Türk askeri varlığını garanti altına almak.
Bunun ileride çok ama çok büyük avantajları olacak.
Kafkasya ile birlikte Afganistan’daki Türk mevcudiyeti, Orta Asya’daki yıllardır özlemini duyduğumuz bağların kurulması için, Türk Konseyi ve orta koridor gibi tarihi ve küresel projelerin Türkiye’ye kazanımları için çok önemli bir fırsattır.
Güney Kafkasya ile birlikte Kabil’de olmak, Türkiye’nin Irak’ta terörle mücadelesi için de büyük artılar kazandıracaktır.
Tüm bunların yanı sıra ABD ile kalıtsal problemlerin yanında önemli bir ortak payda olarak, ikili ilişkilerin tamiri ve işbirliği açısından da önemlidir.
Türkiye, Kabil’de görev üslenirse, bu ABD’nin tek taraflı çizdiği şartlar dahilinde de olmayacaktır.
ABD’li heyetin Türkiye’ye gelişi, gün aşırı Washington’dan yapılan açıklamalar, Türkiye’nin önü sürdüğü şartların, ABD tarafından kabul edildiğini göstermektedir.
Türkiye, Kabil’de görev üslenirse, tek başına da olmayacaktır.
Türkiye’nin Orta Asya ve Türk Cumhuriyetlerle yakın ilişki planlarına uyumlu olan Macaristan ve Pakistan gibi ülkelerle birlikte hareket edecektir.
Türkiye, Kabil’e ekstra olarak yeniden asker de göndermeyecektir.
Zaten 2003’ten bu yana Mehmetçik, Afganistan’da.
Onlar yine bu görevlerine devam edeceklerdir.
Türk askeri Afganistan’da yabancı asker olarak hiçbir zaman görülmemiştir.
Bu da önemli bir artıdır.
Türkiye görev üslenirse, bu vazife Afganistan gibi dünyanın en karışık coğrafyalarından birini, baştan aşağı kontrol etmek asla değildir. Görev tanımı Kabil havalimanıyla sınırlıdır. Zaten bu havalimanının kontrolü, Türkiye’nin kazanımları açısından da fazlasıyla kafidir.
Taliban konusu ise Türkiye’den ziyade batılı güçlerin problemidir.
Taliban’ın önceliği her zaman için ABD olmuştur.
Risk var mıdır, elbette vardır.
Ama nasıl NATO bünyesinde 2003’ten bu yana Afganistan’da görev yaparken, risk alınmışsa, aynı sürecin devamıdır.
CHP, 2003’ten bu beri Afganistan’da ISAF bünyesinde görev alınmasına, son derece destek vermiştir.
Şimdi ise Türkiye’nin kazanımlarının daha da artacağı bu dönemde, Afganistan’da görev alınmasına karşı çıkmaya başladılar.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “büyük risk alıyoruz” diyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “kimsenin elinde tutmak istemediği bu yakar topa Türkiye neden atlamaktadır” diye soruyor.
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Mehmetçik, Taliban’la baş başa bırakılamaz” diyor.
Oysa düne kadar destek veriyordu, CHP’liler, Türkiye’nin Afganistan’da görev almasına.
2003’ten bu yana NATO bünyesinde olunca, ortada Türkiye’nin menfaati olmayınca, destek veriyorlardı.
Şimdi aynı asker, aynı çerçevede ama önemli milli menfaatlerle, orada olacak, denilince, karşı çıkıyorlar.
Ocak 2020’de Libya tezkeresine de şiddetli karşı çıkıp, “ne işimiz var, Libya’da”, “ne işimiz var Fizan çöllerinde” demişlerdi. Yüz kızartacak ifadelerdi bunlar. Zaman içinde dost-düşman herkes anladı, Türkiye’nin Libya’da ne işinin olduğunu.
Afganistan’a, Libya’ya karşı çıkan CHP’liler, sadece ve sadece Mustafa Kemal Atatürk’ü takip edin, yeter.
Atatürk’ün Libya’da, Afganistan’da ne işi vardı, acaba?
Mustafa Kemal Atatürk, 100 yıl önce, görmüş bu iki ülkenin Türkiye için önemini.
Eğer gerçekten samimiyseniz ve hala “Atam izindeyiz” diyorsanız, doğru yolu da görürsünüz.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.